Oflu öğrenci 'Bir Şiir' okudu; Trabzon birincisi oldu...
Of
16.03.2021 - 19:37, Güncelleme:
31.01.2022 - 10:37 3487+ kez okundu.
Oflu öğrenci 'Bir Şiir' okudu; Trabzon birincisi oldu...
Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından 12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif'i Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen "5. Geleneksel Akif'e Yolculuk Şiir Okuma Yarışması'nda" Of Şehit Necmi Çakır Anadolu Lisesi öğrencisi Ümran Asude Özkan yarışmada İl birincisi oldu.
Trabzon Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü vesilesi ile düzenlenen programda, Vali İsmail Ustaoğlu şiir yarışmasında derece yapan Ümran Asude Özkan'ı tebrik etti. Vali İsmail Ustaoğlu, yüreği vatan ve millet sevgisiyle dolu Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un sahip olduğu fikriyatın anlaşılmasına ve yeni nesillere aktarılmasına vesile olan böylesi etkinliklerde emeği geçen herkesi tebrik ettiklerini belirtti.
Of Şehit Necmi Çakır Anadolu Lisesi öğrencisi Ümran Asude Özkan Mehmet Akif Ersoy'un Şark şiirini okumuştur. Şark şiiri:
Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb'ın kanlı kâbûsu,
Asırlar var ki, İslâm'ın muattal, beyni, bâzûsu.
«Ne gördün, Şark'ı çok gezdin? » diyorlar. Gördüğüm: Yer yer,
Harâb iller; serilmiş hânümanlar; başsız ümmetler;
Yıkılmış köprüler; çökmüş kanallar; yolcusuz yollar;
Buruşmuş çehreler; tersiz alınlar; işlemez kollar;
Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar; kaynamaz kanlar;
Düşünmez başlar; aldırmaz yürekler; paslı vicdanlar;
Tegallübler, esâretler; tehakkümler, mezelletler;
Riyâlar; türlü iğrenç ibtilâlar; türlü illetler;
Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar; yanmış ormanlar;
Ekinsiz tarlalar; ot basmış evler; küflü harmanlar;
Cemâ'atsiz imamlar; kirli yüzler; secdesiz başlar;
«Gazâ» nâmıyle dindaş öldüren bîçâre dindaşlar;
Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;
Emek mahrûmu günler; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar! .....
Geçerken, ağladım geçtim; dururken, ağladım durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perîşan yurda başvurdum.
Mezarlar, âhiretler, yükselen karşında dûrâdûr;
Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr!
Derinlerden gelir feryâdı yüz binlerce âlâmın;
Ufuklar bir kızıl çenber, bükük boynunda İslâm'ın!
Göğüsler hırlayıp durmakta, zincirler daralmakta;
Bunalmış kalmış üç yüz elli milyon cansa gırtlakta!
* * *
İlâhî! Gördüğüm âlem mi insâniyyetin mehdi?
Bütün umrânı târîhin bu çöllerden mi yükseldi?
Şu zâirsiz bucaklar mıydı vahdâniyyetin yurdu?
Bu kumlardan mı, Allâh'ım, nebîler fışkırıp durdu?
Henüz tek berk-ı îman çakmadan cevvinde dünyânın,
Bu göklerden mi, yâ Rab, coştu, sağnak sağnak, edyânın?
Serendib'ler şu sâhiller mi? Cûdî'ler bu dağlar mı?
Bu iklîmin mi İbrâhîm'e yol gösterdi ecrâmı?
Harem'ler, Beyt-i Makdis'ler bu topraktan mı yoğruldu?
Bu vâdîler mi dem tuttukça bîhûş etti Dâvûd'u?
Hirâ'lar, Tûr-i Sînâ'lar, bu âfâkın mı şehkârı?
Bu taşlardan mı, yer yer, taştı Rûhullâh'ın esrârı?
* * *
Cihânın Garb'ı vahşet-zâr iken, Şark'ında, Karnak'lar,
Herem'ler, Sedd-i Çin'ler, Tâk-ı Kisrâ'lar, Havernak'lar,
İrem'ler, Sûr-i Bâbil'ler semâ-peymâ değil miydi?
O mâzîler, İlâhî, bir yıkık rü'yâ mıdır şimdi?
Ne yapsın, nâ-ümîd olsun mu Şark'ın intibâhından,
Perîşan rûhumuz, hâib, dönerken bâr-gâhından?
Bu haybetten usandık biz, bu hüsrân artık elversin!
İlâhî! Nerde bir nefhan ki, donmuş hisler ürpersin,
Serilmiş sîneler kâbûsu artık silkip üstünden,
«Hayat elbette hakkımdır! » desin, dünyâ «değil! » derken?
İstanbul, 19 Eylül 1334 (1918)
Mehmet Akif Ersoy
Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından 12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif'i Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen "5. Geleneksel Akif'e Yolculuk Şiir Okuma Yarışması'nda" Of Şehit Necmi Çakır Anadolu Lisesi öğrencisi Ümran Asude Özkan yarışmada İl birincisi oldu.
Trabzon Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü vesilesi ile düzenlenen programda, Vali İsmail Ustaoğlu şiir yarışmasında derece yapan Ümran Asude Özkan'ı tebrik etti. Vali İsmail Ustaoğlu, yüreği vatan ve millet sevgisiyle dolu Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un sahip olduğu fikriyatın anlaşılmasına ve yeni nesillere aktarılmasına vesile olan böylesi etkinliklerde emeği geçen herkesi tebrik ettiklerini belirtti.
Of Şehit Necmi Çakır Anadolu Lisesi öğrencisi Ümran Asude Özkan Mehmet Akif Ersoy'un Şark şiirini okumuştur. Şark şiiri:
Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb'ın kanlı kâbûsu,
Asırlar var ki, İslâm'ın muattal, beyni, bâzûsu.
«Ne gördün, Şark'ı çok gezdin? » diyorlar. Gördüğüm: Yer yer,
Harâb iller; serilmiş hânümanlar; başsız ümmetler;
Yıkılmış köprüler; çökmüş kanallar; yolcusuz yollar;
Buruşmuş çehreler; tersiz alınlar; işlemez kollar;
Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar; kaynamaz kanlar;
Düşünmez başlar; aldırmaz yürekler; paslı vicdanlar;
Tegallübler, esâretler; tehakkümler, mezelletler;
Riyâlar; türlü iğrenç ibtilâlar; türlü illetler;
Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar; yanmış ormanlar;
Ekinsiz tarlalar; ot basmış evler; küflü harmanlar;
Cemâ'atsiz imamlar; kirli yüzler; secdesiz başlar;
«Gazâ» nâmıyle dindaş öldüren bîçâre dindaşlar;
Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;
Emek mahrûmu günler; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar! .....
Geçerken, ağladım geçtim; dururken, ağladım durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perîşan yurda başvurdum.
Mezarlar, âhiretler, yükselen karşında dûrâdûr;
Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr!
Derinlerden gelir feryâdı yüz binlerce âlâmın;
Ufuklar bir kızıl çenber, bükük boynunda İslâm'ın!
Göğüsler hırlayıp durmakta, zincirler daralmakta;
Bunalmış kalmış üç yüz elli milyon cansa gırtlakta!
* * *
İlâhî! Gördüğüm âlem mi insâniyyetin mehdi?
Bütün umrânı târîhin bu çöllerden mi yükseldi?
Şu zâirsiz bucaklar mıydı vahdâniyyetin yurdu?
Bu kumlardan mı, Allâh'ım, nebîler fışkırıp durdu?
Henüz tek berk-ı îman çakmadan cevvinde dünyânın,
Bu göklerden mi, yâ Rab, coştu, sağnak sağnak, edyânın?
Serendib'ler şu sâhiller mi? Cûdî'ler bu dağlar mı?
Bu iklîmin mi İbrâhîm'e yol gösterdi ecrâmı?
Harem'ler, Beyt-i Makdis'ler bu topraktan mı yoğruldu?
Bu vâdîler mi dem tuttukça bîhûş etti Dâvûd'u?
Hirâ'lar, Tûr-i Sînâ'lar, bu âfâkın mı şehkârı?
Bu taşlardan mı, yer yer, taştı Rûhullâh'ın esrârı?
* * *
Cihânın Garb'ı vahşet-zâr iken, Şark'ında, Karnak'lar,
Herem'ler, Sedd-i Çin'ler, Tâk-ı Kisrâ'lar, Havernak'lar,
İrem'ler, Sûr-i Bâbil'ler semâ-peymâ değil miydi?
O mâzîler, İlâhî, bir yıkık rü'yâ mıdır şimdi?
Ne yapsın, nâ-ümîd olsun mu Şark'ın intibâhından,
Perîşan rûhumuz, hâib, dönerken bâr-gâhından?
Bu haybetten usandık biz, bu hüsrân artık elversin!
İlâhî! Nerde bir nefhan ki, donmuş hisler ürpersin,
Serilmiş sîneler kâbûsu artık silkip üstünden,
«Hayat elbette hakkımdır! » desin, dünyâ «değil! » derken?
İstanbul, 19 Eylül 1334 (1918)
Mehmet Akif Ersoy
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.