Ertuğrul Faciasının Oflu Şehitleri
19. yüzyılın son çeyreği, Osmanlı Devleti'nin uluslararası ilişkilerde yeni yönelimler aradığı bir dönemdi. Uzakdoğu'nun kadim adalar ülkesi Japonya, uzun yüzyıllar süren "Sakoku" (kapalı ülke) politikasını terk ederek dünya ile temas kurmaya başladığında, Osmanlı Devleti de bu yeni açılımın bir parçası olmak istedi. Japon Prensi'nin İstanbul'u ziyareti sonrasında karşılık verme ihtiyacı doğmuş ve Osmanlı Devleti, tarihinin en uzun ve zorlu deniz yolculuklarından birine çıkmaya karar vermiştir.
Bu yolculuğun amacı yalnızca dostane bir karşılık vermek değildi. Osmanlı hükümeti için Japonya ile kurulacak dostluk, özellikle Rusya'ya karşı yeni bir müttefik kazanmak ve sömürge altında bulunan Müslüman halklarla irtibatı güçlendirmek gibi stratejik hedefler barındırıyordu. Ancak bütün bu büyük hedeflerin yükünü taşıyacak olan gemi, dönemin şartlarına rağmen tartışmalı bir seçimle Ertuğrul Fırkateyni oldu.
Uzun Sefer, Acı Son
14 Temmuz 1889'da İstanbul'dan hareket eden Ertuğrul, yaklaşık 11 ay süren zorlu bir yolculuğun ardından Japonya'ya ulaştı. Bu süreçte gemi mürettebatı; tropikal hastalıklar, kazalar ve iklimin ağır şartlarıyla mücadele etti. Japonya'da tamamlanan resmi ziyaretin ardından dönüş yolculuğu başladı. Ancak daha ilk adımda talihsizlik yakalarını bırakmadı: 16 Eylül 1890 gecesi, Oşima açıklarında yakalanılan şiddetli fırtına, Ertuğrul'u kayalara sürükledi.
Sonuç ağırdı: 527 denizci şehit olmuş, yalnızca 69 kişi kurtulabilmişti. Şehitler arasında Anadolu'nun dört bir yanından gelen gençler bulunmaktaydı. Ancak Karadeniz Bölgesi, özellikle de Trabzon ve ilçeleri, facianın en ağır bedelini ödeyen yerler arasındaydı.
Trabzon ve Of'un Payı
Dönemin Trabzon Vilayeti sınırları dikkate alındığında, Ertuğrul Fırkateyni'nde şehit düşen Trabzonlu denizcilerin sayısı yaklaşık 230 kişiye ulaşmaktaydı. Resmî kayıtlara göre yalnızca Trabzon merkezinden 71 şehit verilmiş, bu sayı ile Trabzon, hem bölgesel hem de ülke çapında en çok kayıp veren şehir olmuştur. İlçelere bakıldığında Akçaabat, Sürmene, Maçka, Yomra, Vakfıkebir gibi merkezlerin yanı sıra Of da önemli sayıda kayıp vermiştir.
Of ilçesi, Ertuğrul faciasında 11 şehit ve 3 gazi ile tarih sahnesinde yerini almıştır. Bu rakam, ilçenin Osmanlı'nın denizci kadrolarına verdiği katkının da bir göstergesidir. Şehitler arasında özellikle makine dairesinde görevli kömürcü erlerin ağırlığı dikkat çekmektedir.
Ertuğrul'da Şehit Olan Oflular
Resmî kayıtlara göre Ertuğrul Fırkateyni'nde şehit olan Oflu denizciler şunlardır:
Firuz (Fettah Oğulları) – Er
Hüseyin (İbrahim Oğulları) – Makine Er (Kömürcü)
İsmail (Hacıhasan Oğulları) – Er
İsmail (Saka Oğulları) – Er
Mehmet (Deliömer Oğulları) – Er
Mehmet (Karınca Oğulları) – Onbaşı
Recep (Sarıali Oğulları) – Er
Süleyman (Veli Oğulları) – Makine Er (Kömürcü)
Şabana (Ulya Oğulları) – Makine Er (Kömürcü)
Yunus (Çayır Oğulları) – Makine Er (Kömürcü)
Yusuf (Sarıali Oğulları) – Er
Kazadan kurtulan üç Oflu denizci de memleketlerine dönebilmiş, ancak yaşadıkları travma uzun yıllar hafızalarda kalmıştır.
Şehit Ailelerine Yardımlar ve Tartışmalar
Faciadan sonra Osmanlı yönetimi, şehit ailelerini yalnız bırakmamak adına yardım seferberliği başlatmıştır. Padişah II. Abdülhamid'in öncülük ettiği bu kampanyada toplanan yardımlar, "Askeri İane Komisyonu" aracılığıyla ailelere ulaştırılmıştır. Doğu Karadeniz'deki ödemeler Trabzon merkezli komisyon üzerinden yapılmıştır.
Ancak bu yardımlar sırasında bazı yerel yöneticilerin kesinti yaptığı yönünde şikâyetler gündeme gelmiştir. Nitekim Of Mal Müdürü'nün, şehit ailelerine bağışlanan maaşlardan %30 kesinti yaptığı iddiası arşiv belgelerinde yer almaktadır. Buna rağmen ulaştırılan yardımlar, birçok ailenin geçim kaynağı olmuştur. Örneğin:
Oflu Kofoğlu Mustafa bin Ahmet Erin annesi Fatma Hatun’a 10,5 kuruş,
Oflu Veli Ömeroğlu er Mehmed bin Mustafa’nın annesi Ayşe Hatun’a ise meblağ belirtilmeyen yardımlar yapılmıştır.
Facianın Gölgesinde Trabzon ve Of
Ertuğrul faciası, yalnızca bir deniz kazası değil; aynı zamanda Osmanlı toplumunun farklı kesimlerini derinden etkileyen bir trajedidir. Trabzon ve ilçeleri, özellikle Of, bu acının en ağır yükünü taşımıştır. Trabzon'un askeri geleneklere bağlı yapısı, hem Osmanlı döneminde hem de Cumhuriyet yıllarında birçok cephede kendini göstermiş; Balkanlar'dan Çanakkale'ye, Kore'den Kıbrıs'a kadar pek çok savaşta Oflu gençler cephelerde yer almıştır.
Ertuğrul şehitleri, bu uzun fedakârlık zincirinin erken halkalarından biridir. Onların isimleri yalnızca bir gemi kazasının kurbanları değil, aynı zamanda Osmanlı-Japon dostluğunun da simgesi olmuştur.
Sonuç
Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya seferi, Osmanlı Devleti'nin uluslararası diplomaside yeni açılımlar aradığı bir dönemin ürünüdür. Ancak bu büyük idealin bedelini yüzlerce denizci, Karadeniz'in yiğit evlatları da dahil olmak üzere canlarıyla ödemiştir.
Bugün Japonya'nın Oşima adasında yükselen Türk Şehitliği Anıtı, yalnızca bir taş yapı değil; aynı zamanda Of'tan, Trabzon'dan ve Anadolu'nun dört bir yanından yola çıkan gençlerin hatırasıdır. Bu anıların yaşatılması, yerel tarih bilincinin ve aidiyet duygusunun geleceğe taşınması açısından da önem taşımaktadır.
Araştırma: Gökhan Karataş / Of'un Sesi Özel Haber
Araştırma Haberleri;
Of, 1927 Ana Dil Sayımında Türkçeyi Yüzde 100 Konuşan İlçe Olarak Zirvede